Otonom Araç Kiralamaya Hazır mıyız? Direksiyonsuz Araba Geldiğinde Ne Olacak?

Şoförsüz arabalar dendiğinde çoğu kişinin aklında hâlâ bilim kurgu filmleri canlanıyor. Ama gerçek şu ki otonom araçlar, altyapı çalışmaları ve test sürüşleriyle birlikte hayatımıza çoktan sızmaya başladı. Kiralama sektörüyse bu geçişin tam kalbinde. Peki bir araç kiralayıp içine oturduğunda direksiyonun olmadığını gördüğünde ne hissedersin?
Belki güvensizlik. Belki heyecan. Belki de özgürlük.
Otonom araçlar kiralama deneyimini yalnızca fiziksel olarak değil, zihinsel olarak da değiştiriyor. Çünkü bu araçlar sana kontrolü vermiyor; tam tersine senin adına düşünüyor, karar veriyor, hatta fren yapıyor. Bu da kiralama firmalarının hukuki sorumluluklarını, sigorta kapsamlarını, kullanıcı sözleşmelerini tamamen yeniden yazmalarını gerektiriyor. “Kazayı kim yaptı?” sorusu artık sadece senin değil, yazılımın da yanıtlaması gereken bir mesele haline geliyor.
Daha da ilginci, otonom araçlarla birlikte kullanıcı artık “sürücü” olmaktan çıkıyor. Kiralama firmaları bu nedenle klasik ehliyet sistemini sorgulayan modeller üzerine çalışıyor. Belki birkaç yıl sonra araç kiralarken ehliyet yerine sadece bir “yolculuk profili” yeterli olacak. Hangi şehirde, ne kadar mesafeye, hangi hız aralığında yolculuk ettiğin gibi verilerle kişisel bir sürüş algoritması oluşacak ve sistem seni tanıyacak.
Kiralık araçlar artık seni bir yerden bir yere götürmüyor; senin yerine düşünüyor, değerlendiriyor ve yön veriyor. Sadece aracı kiralamıyorsun; onun zekâsına güvenip bir rota çizmesini kabul ediyorsun. İşte bu yüzden direksiyonsuz arabalar geldiğinde değişen sadece teknoloji değil, insanla makine arasındaki ilişki de olacak.